Efes Müzesi
Efes Müzesi, Efes antik kentine yakın bir kasaba olan Selçuk'ta bulunan Türkiye'nin en önemli müzelerinden biridir. 1929 yılında Avusturyalı arkeolog Franz Miltner tarafından kurulan müze, Efes ve çevresinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan geniş bir eser koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Müze, her biri bölgenin zengin tarihinin farklı bir yönünü sergileyen birkaç bölüme ayrılmıştır.
Müzenin en dikkat çeken bölümlerinden biri de Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait heykel koleksiyonunun yer aldığı heykel bölümü. Müzedeki en ünlü heykel, Antik Dünyanın Yedi Harikasından biri olan Artemis Tapınağı'nda bulunan bereket tanrıçası Artemis'in heykelidir. Heykel, antik zanaatkarların hünerlerinin etkileyici bir örneği ve müzeyi ziyaret eden herkesin mutlaka görmesi gereken bir yer.
Müzenin madeni para koleksiyonu da Efes antik kenti ve çevresindeki bölgelerden sikkeler içerdiği için keşfedilmeye değer. Madeni paralar, bölgenin ekonomik ve politik tarihinin yanı sıra yüzyıllar boyunca bölgede yaşamış çeşitli medeniyetlere bir bakış sunuyor.
Müzenin seramik bölümü, Efes tarihinin çeşitli dönemlerine ait bir dizi çanak çömlek ve diğer seramik ürünleri sergileyen bir başka önemli noktadır. Sergilenen parçalar, basit ev eşyalarından dini veya törensel amaçlarla kullanılan karmaşık ve güzel hazırlanmış parçalara kadar uzanıyor.
Müzenin mücevher bölümü de etkileyicidir; Roma ve Bizans dönemlerine ait bir dizi karmaşık ve ince işçilikli parça içerir. Sergilenen parçalar arasında antik Efes'in zenginleri ve seçkinleri tarafından takılan kolyeler, küpeler, bilezikler ve diğer eşyalar yer alıyor.
Efes Müzesi, eser koleksiyonuna ek olarak antik Efes'te günlük yaşamı sergileyen çeşitli sergilere de sahiptir. Bu sergilerin en dikkate değer olanı, ziyaretçilere Efes'teki tipik bir evin Roma döneminde nasıl görünebileceğine dair bir fikir veren, yeniden inşa edilmiş bir Roma evidir.
Genel olarak, Efes Müzesi, Türkiye tarihi ve bölgede yaşayan eski uygarlıklarla ilgilenen herkesin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yerdir. Müzenin geniş eser ve sergi koleksiyonu, bölgede binlerce yıl boyunca yaşamış insanların günlük yaşamları ve kültürleri hakkında büyüleyici bir fikir vermektedir. Pazartesi günleri hariç her gün ziyarete açık olan müze, giriş ücretlerinin nispeten düşük olması nedeniyle tüm ziyaretçilerin erişimine açık.